Saturday, December 15, 2007

metal müzik

Türkiye'de herhangi bir alanda farkli bir sey yapmak cesaret, sabir ister. Bu müzikte de böyle. Daha 90'larin ikinci yarisinda siyah tisört giydigi veya uzun sacli erkek oldugu icin satanist kabul edilip toplumsal lincin hedefi olarak gösterilen metal müzikseverlerin halini herkes bilir. Benim de metal müzikle tanismam o zamanlara denk geliyor aslinda. Tam olarak senesini hatirlamiyorum ama daha yeni yeni müzik dinlemeye basliyordum adam akilli.

Önceleri farkli müzik türlerinden sarkilari sevdigimi hatirliyorum. Ilkokulda Müslüm Gürses'in söyledigi "Daglarda Kar Olsaydim" sarkisini söylemistim mesela bir keresinde. Hazirlandigimi filan hatirliyorum bu sarkiyi yorumlamak icin. Cocukluk iste, ne düsünüyormusum bilemeyecegim. (Bu sarkiyi aslinda Ahmet Kaya söylüyormus. Hic Ahmet Kaya dinlemeyen biri olarak bilemiyorum tabi, zaten simdi de böyle sarkilardan oldukca uzagim.)

Sonra bir Mustafa Sandal kaseti almistim yine ilkokuldayken. Ismini bilemeyecegim fakat üstünde +, -, x, : isaretleri vardi kasetin. Hatta ":" isareti ilkokulda yaptigimiz tipteydi :

Ortaokulda da Eminönü'nde bir pasajin bir katinda izbe, depo gibi bir yere gidip Offspring'in cd'sini almistim "Conspiracy Of One"i. Eve gidip bilgisayara takip Original Prankster'i dinlemistim uyduruk 2 dolarlik hoparlörlerimden.

Yine ortaokulda müzik zevkimi koyacak janr ararken, bir arkadasim karisik bir Iron Maiden kaseti verdi bana ve müzik dinleyicisi olarak hayatim o gün degisti. Konser kayitlarindan olusan bir karisik kasetti bu. Fear Of The Dark cok ama cok hosuma gitmisti. Kaseti evdeki kasetlerden birinin üstüne dub ettim. Walkman'de ve evde sürekli onu dinliyordum. Herhalde hayatimda en cok dinledigim kaset odur. Hala evde bir yerlerde olmasi lazim.

En sonunda metal müzikle tanismistim. Artik sevdigim ve hic bikmayacagim müzik türünü bulmustum. Gittikce metal ve rock müzik ufkum genisledi ve metalin de en ekstremine kadar hepsini dinledim, hala da dinliyorum. Bir yerden sonra mal manowar fani modundan cikip diger türlerden de hosuma gidenleri dinlemeye basladim. Artik "metalci adam sadece metal dinler, distortionli gitar tonu olmayan müzik müzik degildir" mentalitesinden de kurtuldum, sevdigim metalin disinda bir türden sanatcilar da var. Bu da güzel bir sey. Her seyde acik görüslü olmak gerektigini düsünüyorum, öyle de liberalim yani.

---

Metal müzik Türkiye'de 2000'den sonra festivaller ve metal müzik klipleri de gösteren tv programlari sayesinde (özel tv kanallarindan bahsediyorum) simdiye kadar hic olmadigi kadar genis bir dinleyici ve takipci kitlesi edindi. Internetin bu konuda oynadigi rol de süphesiz cok büyük.

Önemli olan dinleyicilerin yerli gruplara destek vermesi. Konserlere gitmek ve özellikle cd'leri ve dvd'leri orijinal satin almak bu konuda herkese düsen bir görev. Parasi olup da -en azindan sik dinledigi- yerli gruplarin veya sarkicilarin orijinal cd'lerini almayip korsanini alan veya sadece internetten indirenler sevdikleri müzigin kendi ülkelerinde gelismesini istemiyor demektir. Zaten parasi olmayanlara bir sey demiyorum.

Yabanci gruplarin cd'lerinden bahsetmiyorum. Hem cok pahali oluyorlar, hem de internetten rahatca elde edilelebiliyor bunlar. Ayrica yabanci gruplarin cd'leri kendi ülkelerindeki dinleyicileri tarafindan yeteri kadar satin aliniyor. Konserleri ve turneleri de genelde basarili geciyor ve sirf konserlerden elde ettikleri gelirler müzige yatirim yapmalarina yeter, üstüne de yat-kat filan alirlar. Tabi genel olarak ticari basari saglayabilecek müzik türlerinden ve gruplardan söz ediyorum. Yoksa bir kuzey Avrupa ülkesinin 200 kisilik köylerindeki black/pagan metal yapan grubun milyon dolarlari yoktur. Ama yine de adam bir yandan kendi isini yaparak müzigini tanitacak ve gelistirecek kadar para kazaniyordur.

Her neyse, önemli olan, Türkiye'deki rock ve metal dinleyicisinin sevdigi ve dinledigi sanatcilari orijinal albümlerini alarak desteklemesi. Böylece sevdigi müzik türü ileride daha da gelisecek ve örnegin bir dvd cikaran sanatci pisman olmayacak.